İZMİR – İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021 tarihinde Suriyeli inşaat emekçileri Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish’in yakılarak öldürülmesine ait açılan davanın üçüncü duruşması İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya öldürülen Suriyeli emekçilerin yakınları ve avukatları katılırken, sanık Kemal Korukmaz ve avukatları da salonda hazır bulundu. Öte yandan Mülteci Platformu bileşenleri, DİSK Besin İş Genel Lideri Seyit Aslan ve Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden ile EMEP Vilayet Lideri Emine Uyar da duruşmayı izledi.
‘KEMAL ‘ELEKTRİKLER GELDİ Mİ?’ DİYE SORUNCA TEREDDÜT ETTİM’
Duruşma bir evvelki celsede dinlenmeyen şahitlerin tabirleri ile başladı. Duruşmada söz veren İrfan isimli şahit “Biz yolda tanıştık. İş bulmasını söyledim. 2-3 hafta sonra iş için aradı. Mandalina, portakal topladık onları sattık. Olaya dair bilgim yok” dedi. Sanığın konutunda kaldığı birinci gece polisin kendisini gözaltına aldığını tabir eden şahit, polislerin meskende yaklaşık yarım saat kaldığını ve odalara baktığını söyledi. Şahitlerden Adem Göl ise yangın gününden sonra sanıkla görüşmediğini tekrar söze çağırıldığında ise işverenlerin kendisini söze götürdüğünü lisana getirdi. Elektrikleri sanık Korukmaz’ın kestiği tarafındaki sorulara ise şahit, “Yangın anında yatıyordum. Kemal’in gelip gittiğini görmedim. Bir devir birebir iş yerinde çalıştık. Yerini biliyordu. Bir de Kemal ‘Elektrikler gitti. Geldi mi?’ diye sorunca tereddüt ettim” karşılığını verdi. Şahit Serkan Göl ise, elektriği kimin kesip kesmediğini bilmediğini lisana getirdi. Avukatların sanık Korukmaz’ın bu olayı yaptığı tezini birinci kimden duyduğu tarafındaki sorusuna ise şahit, “Patronlar söyledi” dedi.
SURİYELİ ŞAHİT: KORUKMAZ GECELERİ GELİP GİDERDİ
Tanık Suriyeli personel Muhammed ise “Vefat edenlerle birlikte çalışıyorduk. 4 yıldır tanıyordum. Ben işten konuta gidiyordum, onlar şantiyede kalıyordu. Olaya dair bilgim yok. Sabah işe geldiğimde gençlerin yandığını öğrendim. İşe gelmeden evvel işveren beni aramış söylemek için fakat açmamıştım. İşe gidince öğrendim. Sanığı şeklen tanıyorum. Onun materyallerini taşırdık. Materyale almaya gelir giderdi orada görürdüm” sözlerini kullandı. Avukatların “Suriyelilere yönelik makûs bir davranışını gördün mü?” sorusuna ise şahit, “Kendisiyle konuşmazdık. Gelir taşını alır giderdi. Olaydan bir hafta evvel gençlerin yanında kaldım. Sabah saat 06.00 üzere geldi. Ne işi olduğunu sordum. Su içeceğini söyledi. Mutfağa gidebilirsin dedim. Sonra ben dönüp yattım. Mutfakla bizim yattığımız yerin girişi ayrı” diye karşılık verdi. Korukmaz’ın geceleri daima gelip gittiğini ve gece orada kaldığını düşündüğü için bu durumu işverene söylemediğini söz eden şahit, yangını Korukmaz’ın çıkartmış olabileceğini ise iki hafta sonra işvereninden duyduğunu lisana getirdi. Şahit, “Patron bu türlü bir kuşkusu olduğunu söyledi” diye belirtti.
TANIK POLİSLERİN DE SÖZÜ ALINDI
Duruşmada söz veren şahit polis memuru, “O tarihte Güzelbahçe’de misyon yapıyordum. Evdeydim, aradılar olay yerine gittim. Ben gittiğimde ambulansa konuluyordu. Olaydan birkaç gün sonra iş yerinden biri işverene kuşkusunu söylemiş, işverende bize söyledi. Sanığı aramaya başladık. İş yeri kameraları ziyan görmüştü. Oradan bir şey çıkmadı. Etraftaki kameralardan sanığın elinde bir şeylerle iş yerine gittiğini gördük. Meczuplar yetersiz olduğu söylendi. 20-25 gün sonra bir olaya karışmış karakola geldi” dedi. Öbür bir polis memuru ise “Gaspla ilgili bir ihbar geldi. Şahsın Kemal isminde biri olduğunu öğrendik. İhbar yapan şahıs Kavacık’a gittiklerini söyledi. Kavacık’ta kahvede yakaladık” dedi.
Avukatların “Gasp olayına kadar Kemal hakkında bir çalışma yapıldı mı?” biçimindeki sorusuna ise polis memuru, “Kamera çalışması yapıldı. Amirlerimiz söyledi. Bunun dışında bir şey yapıldı mı bilmiyorum. Savcı talimatı lazım bu da beni aşıyor” diye yanıt verdi. Avukatların Muhammed Mantur’un bir polise manzara verdiği ve bu imajın nerede olduğu tarafındaki sorusuna ise polis memuru, “Görüntü geldiğini biliyorum ancak nerede bilgim yok” dedi.
SANIK YANGINDAN SONRA ÜÇ DEFA KARAKOLA GİTMİŞ
Bir öbür şahit polis de “Gasp anonsu geçti. İhbar eden şahıs Kemal ismini verince daha evvelki takip ettiğimiz dava konusu olaydaki Kemal olacağını düşündük. Sonra Kavacık’ta yakaladık” dedi. “Avukatların kamera kayıtlarını savcılığa verildiğini duydunuz mu?” sorusuna da polis memuru, “Evet. Savcılık kanıtları kâfi bulmadı. Biz yeniden de takibimizi yaptık” dedi.
Yangın olayından sonra gasp olayına kadar sanık Korukmaz’ın karakola gelip gelmediği sorusuna ise polis, “Geldi gördüm. Bir şahit tabir vermişti. Ondan sonra Kemal geldi bir bıçağı varmış onu sormuş gitti. Karakolda birçok şahısla görüşüyordu” dedi.
Hakimin “Elinizde kanıt varmış neden tutuklamadınız?” sorusuna da polis, “Tanık tabiri daha sonra olabilir artık hatırlamıyorum. Yoksa neden hür bırakalım. Cinayet ofisin ne yaptığını bilmiyorum. Biz gasptan yakaladık” yanıtını verdi.
Polisin bu sözünün akabinde ise sanık Korukmaz, “Bıçak olayı daha önceydi. Yangından sonra üç defa karakola gittim, söz verdim. Hatta Muhammed Mantur’un beni tehdit ettiğini söyledim. Polisleri bakanlığa şikayet edeceğim. Onlardan davacıyım eşyalarım nerede?” diye reaksiyon gösterdi.
DAVA ERTELENDİ
Duruşmada avukatlar şahit beyanlarına ve belgeye gelenlere ait beyanda bulunmak için mühlet talep ederken, tekrar sanığın yakalandığı sürece ait telefon kayıtları ve yer bildirimi yapılmasını da istedi. Sanık Korukmaz ise hakkındaki suçlamaları reddetti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, avukatların mühlet talebini kabul ederek, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 8 Kasım’a ertelendi.
Duruşma çıkışı ise avukatlar açıklamada bulundu. Avukat Ayşegül Karpuz, “Bu celsede de verilen beyanlar ne yazık ki şunu bir defa daha gösterdi. Hayat hakkı ihlaline uğrayan mülteciler olunca faal soruşturma yükümlülüğünün nasıl ihmal edildiğini gördük. Sanığın kelam konusu soruşturmayı yürüten Güzelbahçe Karakolu’na olaydan sonra tekraren girip çıktığını ve hakkında kamera kaydıyla tespit dışında hiçbir süreç yapılmadığını gördük. Yurttaşın rastgele bir insan hakkı kullanımına ait davranışı derhal soruşturma konusu olurken, ne yazık ki üç insanın cinayet kuşkusuyla öldürülmesi durumunda ortada apaçık bir kuşkulu ve somut kanıtlar varken ne bir teknik takip ne bir telefon dinlemesi ne de bir izleme yapılmamış. Faal soruşturma yürütülmediğini ve sanığın kendi kendini ele verdiğini söyleyebiliriz. Biz yargılamayı takip edeceğiz. Tüm insan hakları ihlallerinin karşısındayız” diye konuştu.
